NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
17 - (2654) حدثني
زهير بن حرب
وابن نمير.
كلاهما عن
المقرئ. قال
زهير: حدثنا
عبدالله بن يزيد
المقرئ. قال:
حدثنا حيوة.
أخبرني أبو
هانئ؛ أنه سمع
أبا
عبدالرحمن
الحبلي؛ أنه
سمع عبدالله
بن عمرو بن
العاص يقول؛
أنه
سمع رسول الله
صلى الله عليه
وسلم يقول "إن
قلوب بني آدم
كلها بين
إصبعين من
أصابع الرحمن.
كقلب واحد.
يصرفه حيث
يشاء". ثم قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "اللهم!
مصرف القلوب!
صرف قلوبنا
على طاعتك".
[ش
(بين إصبعين
من أصابع
الرحمن) هذا
من أحاديث الصفات.
وفيها
القولان
السابقان
قريبا: أحدهما
الإيمان بها
من غير تعرض
لتأويل ولا
لمعرفة
المعنى. بل
يؤمن بأنها حق
وأن ظاهرها
غير مراد. قال
الله تعالى:
ليس كمثله شئ.
والثاني
يتأول بحسب ما
يليق بها.
فعلى هذا
المراد المجاز.
كما يقال.
فلان في قبضتي
وفي كفي. لا يراد
به أنه حال في
كفه بل المراد
تحت قدرتي.
ويقال: فلان
تحت إصبعي
أقلبه كيف
شئت. فمعنى
الحديث أنه
سبحانه
وتعالى متصرف
في قلوب عباده
وغيرها كيف
شاء. لا يمتنع
عليه منها شيء
ولا يفوته ما
أراده، كما لا
يمتنع على
الإنسان ما
كان بين
إصبعيه. فخاطب
العرب بما
يفهمونه،
ومثله
بالمعاني الحسية
تأكيدا له في
نفوسهم].
{17}
Bana Züheyr b. Harb ile
İbni Numeyr ikisi birden El-Mukrî'den rivayet ettiler. Züheyr dediki: Bize
Abdullah b. Yezîd El-Mukrî rivayet etti. (Dediki): Bize Hayve rivayet etti.
(Dediki): Bana Ebû Hâni' haber verdi. Kendisi Ebû Abdirrahman El-Hubulî'den, o
da Abdullah h. Amr b. Âs'dan dinlemiş. O da
Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyururken dinlediğini söylemiş:
«Şüphesiz ki, bütün
Âdemoğullarının kalpleri bîr kalp gibi Rahmanın parmaklarından iki parmak arasındadır.
Onu dilediği yere çevirir.»
Bundan sonra Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
«Allahım! Ey kalbleri
çeviren! Bizim kalblerimizi taatına çevir!» diye dua etmiş.
İzah:
Bu Hadis’i Tirmizi
Kader bahsinde tahric etmiştir.
Bu rivayet dahi sıfat
hadîslerindendir. 2653 te beyân ettiğimiz iki tevcih, bunda da carîdir. Yâni
parmak el ayak gibi şeyler mahlûkatın şânındandır. Binâenaleyh Allah Teâlâ
hakkında zahiren bu gibi mânâları ifade eden kelimeler ya hiç te'vil
olunmazlar, zahirinin murad edilmediği bilinerek bunların hak olduğuna itikad
edilir. Yahut makama münasib şekilde te'vil olunurlar. Bu takdirde parmak
kelimesi mecazdır.» «Filân avucumun içindedir» tâbirinden filân benim kudretim
dahilindedir; ve keza: «Filân benim parmağımın ucundadır, onu istediğim gibi
çeviririm.» cümlesinden nasıl filâna gücüm yeter mânâları kastediliyorsa,
buradaki parmak da kudret mânâsına te'vil edilir. Şu halde hadîsin mânâsı:
Allah Teâlâ kullarının kalblerinde mutasarrıfdır. Onları dilediği gibi idare
eder. Ona hiç bir şey mâni olamaz» demek olur.
Arabların mânâsını
anlamadıkları şeyleri iyice anlatmak için hissî şeylerle temsil etmeleri
âdetleridir. Burada şöyle bir sual hatıra gelebilir: Allah'ın kudreti birdir.
Hadisde ise iki parmak zikredilmiştir.
Bu suâlin cevabı
yukarda işaret ettiğimiz gibi, sözün mecaz olmasıdır. Bu sözden iki veya üç
gibi sayılar kastedilmemiş; Arabların âdeti vecihle temsil yapılmıştır.